Kayıtlar

Azize: Sessiz Bilgeliğin Kapısında

Resim
 Tarot destesinin ikinci kartı olan Azize (The High Priestess), gizemin, içsel sezginin ve bilinmeyenin kapısını aralayan kadim bir figürdür. Onun dünyası dış dünyadan çok içsel alemlere, görünenden çok görünmeyene, maddeden çok ruha aittir. Sessizlikle konuşan, perde arkasındaki bilgiyi saklayan ve yalnızca hazır olanlara açılan bir kapıdır Azize. Arketipsel Düzlemde Azize Carl Jung’un kolektif bilinçdışı ve arketip teorisine göre Azize, “Bilinçaltı Bilge Kadın” arketipini temsil eder. Anne, bilge kadın, büyücü gibi figürlerin tamamlayıcısı olan bu arketip; kadim bilginin taşıyıcısıdır ancak bu bilgiyi herkesle paylaşmaz. Çünkü bilgi, her zaman doğru zamanda verilmezse yıkıcı olabilir. Azize, sezgiyle hareket eden içsel rehber arketipidir. Onun dünyasında mantık geri plandadır; düşler, sezgiler, semboller ve iç ses ön plandadır. Semboller ve Ezoterik Detaylar Kart üzerindeki imgeler, onun çok katmanlı doğasını yansıtır: B ve J harfli sütunlar (Boaz ve Jakin): Bu semboller antik Sü...

Joker’in Yolculuğu ve Arketipsel Simgeler

Resim
 "Delilikle bilgelik arasındaki çizgi, çoğu zaman bir Joker’in adımı kadar incedir.” Joker, hem kaosun hem de farkındalığın simgesi… Kimi zaman bir maskara, kimi zaman bir devrimci. O, düzenin dışına itilmiş gibi görünür ama aslında sistemin gizli nabzını tutar. Sinemada, edebiyatta ve popüler kültürde bu karakter sıklıkla karanlıkla özdeşleştirilse de, kolektif bilinçteki arketipsel karşılığı çok daha derindir. Ve belki de en kadim Joker figürü… Tarot’un Sıfır numaralı kartı: “The Fool / Deli.” Bu yazıda Joker’i sadece bir karakter değil, bir yolculuk, bir ayna ve bir uyanış kapısı olarak ele alıyoruz. Sıfır Noktası: Başlangıç mı, Sonsuzluk mu? Tarot’un Deli kartı, destenin ne ilkidir ne de sonu. 0 numarasıyla temsil edilen bu figür, dairesel bir yolculuğun her anına dahil olabilir. Joker gibi, o da bir düzene ait değildir ama tüm düzenleri başlatan enerjiyi taşır. Sırt çantasında az eşya, yüzünde saf bir umut, önünde uçurum... Deli, Joker gibi dünyayı anlamaya çalışmaz; onunla o...

Take Me to Church: Bastırılan Arzunun, İlahî Olanla Dansı

Resim
 Giriş Hozier’in sesiyle açılan bir kapı... Bu yazı, bastırılmış arzuların, gölgeyle yüzleşmenin ve kutsal olanla günahın birbirine karıştığı bir içsel ayin. “Benim bedenim, benim tapınağım” diyen herkese... ------‐----------‐-----------‐-----------‐------ Bugün birden içimden Take Me to Church'ü dinlemek geldi. O tanıdık vokaller çalındığında, içimde bir şey titreşti. Bu şarkı, sadece aşk ya da dinle ilgili değil. Çok daha fazlası. Bastırılmış olanın, inkâr edilenin, gölgeye atılanın, aradığı ses. Hozier bu parçayı yalnızca bir aşk hikâyesi olarak yazmadı. Aslında Take Me to Church, modern toplumda aşkın, arzu ve ruhsallığın nasıl bastırıldığını, kutsal olanla günahkâr olanın nasıl iç içe geçtiğini anlatan bir manifesto gibi. Şarkıdaki "church" kelimesi, geleneksel anlamıyla bir ibadethane değil; arzunun, haz almanın, bedenin ve duygunun kendine tapınak olduğu bir yer. Aşkın ve tenselliğin günahla eş tutulduğu bir dünyada, bu şarkı bir başkaldırı gibi çalıyor. > ...

🌿 Anne Tanrıça’dan Kara Tanrıça’ya: Dişil Arketiplerin Evrimi

Resim
  Giriş Dişil enerji, tarih boyunca mitolojide farklı formlarla tezahür etti. Anaerkil toplumların bereket sembolü Anne Tanrıça dan, ataerkil dönemin dönüştürücü ve karanlık Kara Tanrıça’ larına uzanan bu yolculuk, kadınlığın toplumsal ve ruhsal evriminin izlerini taşıyor. Bu yazıda, dişil arketiplerin nasıl değiştiğini ve bu dönüşümün modern kadın kimliğine yansımalarını inceliyoruz. 1. Anne Tanrıça: Bereketin ve Korumanın Sembolü Kybele (Anadolu): Anaerkil dönemin en güçlü temsili. Doğurganlık, toprak ve hayvanların koruyucusu.   Demeter (Yunan): Hasat ve anne sevgisinin tanrıçası. Persephone’nin kaçırılışında gösterdiği yas, annelik bağınınevrensel bir ifadesi.    Marija Gimbutas’a göre, Neolitik dönemde dişil tanrıçalar doğa ve yaşam döngüsüyle özdeşleşmişti (Gimbutas, 1989).   2. Ataerkil Döneme Geçiş ve Tanrıçaların Dönüşümü Hera’nın İktidarı:Yunan mitolojisinde Hera, evlilik ve sadakati temsil ederken, erkek egemen bir sistemin parçası hali...

🌹 Afrodit Sendromu: Güzellik Arzusu mu, Onay Bağımlılığı mı?

Resim
  Giriş Antik Yunan’da aşkın ve güzelliğin tanrıçası Afrodit , insanlığa arzu ve çekicilik kavramlarını armağan etti. Ancak modern çağda bu arketip, ' sosyal medya estetiği ' ve ' onay bağımlılığı n'a dönüşerek kolektif bilincimizi yeniden şekillendiriyor. Bu yazıda, Afrodit’in mitolojik mirasından yola çıkarak, güzellik ideallerinin nasıl bir "sendroma" evrildiğini ve bu döngüden özgürleşme yollarını inceliyoruz. 1. Mitolojik Köken: Afrodit’in Çelişkili Mirası Afrodit’in İki Yüzü:   - Urania (ilahi aşk) ve Pandemos  (dünyevi arzu) olarak iki formda tasvir edilir. Bu ikilik, güzelliğin ruhsal ve bedensel çatışmasını simgeler (Hesiodos, MÖ 700).     - Kadın Kimliği Üzerindeki Etkisi : Antik dönemde kadınlar, Afrodit kültüyle "güzellik=değer" denklemiyle sınırlandırıldı (Pomeroy, 1995).  - Modern Yansıma: Instagram filtreleri ve estetik operasyonlar, Afrodit’in "kusursuz beden" mitini dijital çağa taşıyor.     - Veri:  2023’te yapıla...

Mitlerde Kadının Gölgesi: Lilith, Hekate ve Medusa’yı Anlamak

Resim
Giriş Kadın figürleri mitolojide sadece doğuran, seven, koruyan değil; aynı zamanda cezalandıran, başkaldıran, karanlığa çekilen ve dönüştüren imgelerle de temsil edilir. Psikanalitik gelenekte bu figürler, Jung’un “gölge arketipi” kavramıyla yakından ilişkilidir. Gölge, bireyin bilinçdışına itilmiş, bastırılmış ve dışlanan yönlerini ifade eder (Jung, 1957). Kadının gölgesi ise, özellikle ataerkil anlatılarda ya bastırılır ya da “tehlikeli”, “yıkıcı”, “kötü” sıfatlarıyla etiketlenerek dışsallaştırılır. Lilith, Hekate ve Medusa gibi figürler, kadın gölgesinin en kadim ve kolektif temsilleridir. Her biri kendi kültürel bağlamında farklı imgeler sunsa da özde aynı çığlığı taşır: bastırılan kadının sesi. Bu yazı, dişil gölgenin mitolojik izdüşümlerini inceleyerek hem bireysel hem kolektif bilinçdışı düzeyinde nasıl işlediğini anlamayı amaçlamaktadır. 1. Dişil Gölge: Arketipsel Psikolojide Kadının Bastırılan Yüzü Carl Gustav Jung, insan ruhunu şekillendiren arketipleri tanımlarken “gölge” k...